Euronew’teki habere göre; ECDC Direktörü Pamela Rendi-Wagner, Avrupa’nın sivrisinek kaynaklı hastalıkların daha yaygın ve uzun süreli görüldüğü “yeni bir normal” dönemine girdiğini açıkladı.
Kurum, 2025 yılı itibarıyla 27 chikungunya salgını tespit edildiğini ve bunun kıta tarihinde yeni bir rekor olduğunu belirtti. Ayrıca, Batı Nil virüsünde de 335 vaka ile son üç yılın en yüksek seviyesine ulaşıldı.
Bilim insanlarına göre artan sıcaklıklar, daha ılıman geçen kışlar ve değişen yağış düzenleri, Aedes albopictus gibi virüs taşıyıcı sivrisinekler için ideal koşulları oluşturuyor.
Bu tür, 10 yıl önce sadece 114 bölgede bulunurken bugün 16 Avrupa ülkesinde ve 369 bölgede görülüyor.
Batı Nil virüsü vakaları da her yıl yeni coğrafyalarda ortaya çıkıyor. 2025’te İtalya’nın Latina ve Frosinone illeri ile Romanya’nın Salaj bölgesinde ilk kez vakalar tespit edildi. Bu bölgelerde en az 10 kişi virüs nedeniyle hayatını kaybetti.
ECDC’nin vektör kaynaklı hastalıklar bölümünün başındaki Dr. Celine Gossner, sivrisinek kaynaklı hastalık ortamının hızla geliştiğini ve Avrupa’da giderek daha fazla insanın risk altında olacağını vurguladı.
Batı Nil virüsü, çoğu kişide belirti göstermese de bazı durumlarda ensefalit (beyin iltihabı) veya menenjit gibi hayati komplikasyonlara neden olabiliyor. Chikungunya ise ateş, eklem ağrısı, baş ağrısı, döküntü gibi semptomlarla ortaya çıkıyor ve uzun süreli etkiler bırakabiliyor.
Avrupa Birliği’nde şu an sadece iki chikungunya aşısı onaylanmış durumda. Batı Nil virüsüne karşı ise henüz bir aşı mevcut değil. Bu nedenle, enfeksiyonları önlemek en etkili yöntem olarak öne çıkıyor.
