Dünya Sağlık Örgütü’nün hava kalitesi standartlarını karşılayan nadir ülkelerden Estonya temiz havası, dev ormanları ve tarihi dokusuyla dünyanın en temiz ülkesi seçildi.
Kuzey Avrupa’nın Baltık Denizi kıyısında yer alan Estonya, yapılan küresel değerlendirmeler sonucunda dünyanın en temiz ülkesi olarak belirlendi. Yeşil doğası, düşük nüfus yoğunluğu ve çevreye duyarlı politikalarıyla öne çıkan ülke, aynı zamanda Avrupa’nın en sakin ve en doğal coğrafyalarından biri olarak kabul ediliyor.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından tarım alanlarının büyük bölümünü yeniden ağaçlandıran Estonya, bugün 2 milyon hektarı aşan orman varlığıyla dikkat çekiyor. Ülke yüzölçümünün %50’sinden fazlası ormanlarla kaplı. Yalnızca 1,3 milyonluk nüfusu sayesinde doğal alanlar neredeyse hiç tahrip olmuyor.
Uzmanlar, ülkenin temiz hava başarısında düşük sanayileşme yoğunluğunun ve sürdürülebilirlik politikalarının büyük payı olduğunu vurguladı.
Estonya, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) katı hava kalitesi kriterlerini karşılayan yalnızca yedi ülkeden biri. Ülke, yıllar içinde sera gazı emisyonlarını azaltmak için yerli petrol şistinden elektrik üretimini kademeli olarak düşürdü.
Ayrıca Estonya, 2018’de başlattığı Dünya Temizlik Günü (World Cleanup Day) ile global çevre hareketinin de öncüsü oldu. Bu özel günde dünyanın dört bir yanında gönüllüler çöpleri ve atıkları topluyor.
Temiz çevresinin yanı sıra ülke, kültürel mirasıyla da öne çıkıyor. Başkent Tallinn’in Eski Şehri, Avrupa’nın en iyi korunmuş Orta Çağ yerleşimlerinden biri. Arnavut kaldırımlı sokakları ve 13. yüzyıla uzanan tarihi yapılarıyla ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkarıyor.
Töton Şövalyeleri tarafından inşa edilen Toompea Kalesi, bugün Estonya parlamento binası olarak hizmet veriyor. UNESCO tarafından koruma altına alınan bir diğer miras ise Struve Jeodezik Yayının Estonya’daki ölçüm noktası. 19. yüzyılda astronom Friedrich Georg Wilhelm Struve’nin yürüttüğü bu proje, dünyanın boyutunu ve şeklini hesaplamak için yapılan en önemli bilimsel çalışmalar arasında gösteriliyor.