enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
41,8312
EURO
48,6189
ALTIN
5.396,71
BIST
10.720,36
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
17°C
İstanbul
17°C
Yağmurlu
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
20°C
Salı Az Bulutlu
20°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
18°C

Hafıza kaslarımız neden zayıflıyor!

Hafıza kaslarımız neden zayıflıyor!
Advert
11.10.2025 02:32
0
A+
A-

Günümüzde dijital bağımlılık had safhada… Özellikle gençlerin ellerinden akıllı telefon düşmüyor. Tabii bu durum sadece sosyal izolasyon, boyun ağrıları ya da göz bozukluğu gibi sağlık sorunlarına neden olmuyor… Sinsice beyin sağlığımıza da zarar veriyor. 

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, günümüzde hep göz ardı edilen teknolojik bağımlılığın beyne etkilerine dikkat çekti, zaman zaman dijital detoks yapılmasını da tavsiye etti… İşte açıklamaları…

Prof. Dr. Derya Uludüz

Çocuklar niye donup kalıyor?

Ekranların sunduğu hızlı görüntüler ve sürekli değişen uyarıcılar, çocuk beyninde yoğun bir ödül salgısı tetikliyor. Bu kolay mutluluk, gerçek hayattaki yavaş ve sabır gerektiren süreçleri çocuklar için sıkıcı hale getiriyor.

Artık kitap okumak, resim yapmak, oyun kurmak eskisi kadar cazip gelmiyor çünkü oralardan dopamin hemen gelmiyor. Çocuk, zihnini kullanmak yerine hazır görüntüleri tüketmeyi tercih ediyor. Sonuç: hayal gücü zayıflıyor, yaratıcılık kasları köreliyor ve sabır eşiği giderek düşüyor.

Aile iletişimi de bozuluyor

Akşam yemek masasında herkes yan yana oturuyor ama gözler ekranda. Anne sosyal medyaya bakıyor, baba iş mailine, çocuk ise oyununa dalıyor. Böylece evin içinde birlikte olunan saatler bile sessiz bir yalnızlığa dönüşüyor. Oysa beynin empati hücreleri gerçek yüz ifadeleriyle çalışır; ekran bu bağı besleyemez. Çocuk ilgi görmediğini düşünüyor, yetişkinler ise birbirine yabancılaşıyor. Sonuç: aile bağları fark etmeden bozuluyor.

Sosyal medya sadece zamanınızı çalmıyor…

Sosyal medya ilk başta eğlenceli ve keyifli görünüyor. Ancak kısa süreli tatmin zamanla daha fazla arzuya dönüşüyor. Bir beğeni ya da yorum aldığımızda beynimizde dopamin salgısı artıyor, bu da bağımlılık döngüsünü başlatıyor. Sigara veya alkolde nasıl tolerans gelişirse, burada da aynı mekanizma devreye giriyor: Daha çok vakit, daha fazla içerik arayışı. Bu fark edilmediğinde sadece zaman kaybı değil, psikolojik sorunlar, kaygı bozukluğu ve yalnızlık gibi derin yaralar bırakıyor.

Dijital detoks yapın

Teknolojisiz bir yaşam artık hayal bile edilemez. Bu nedenle tamamen uzaklaşmak gerçekçi değil. Asıl mesele, teknolojiyi yönetip yönetemediğimizdir. Dijital detoks, teknolojiden tamamen kopmak değil; bilinçli aralıklarla mola vermektir.

Beyin sağlığımız için şart

Dijital detoks aslında bir lüks değil, zihinsel sağlığımız için zorunluluktur. Çünkü ekranlar hayatımızı kolaylaştırırken beynimizi sürekli uyarır, bu da uzun vadede dikkatimizi ve duygusal dengemizi aşındırır. Zihnin de dinlenmeye ihtiyacı var.

Tıpkı bedenin sağlıklı kalmak için dinlenmeye ihtiyaç duyması gibi, zihnin de ekranlardan arınmaya ihtiyacı var. Sabah uyandığınızda ilk iş olarak ekrana bakmamak, günün ilerleyen saatlerine daha berrak bir zihinle başlamanızı sağlar.

Bırakın kendini onarsın

Akşam uyumadan en az bir saat önce ekranı kapatmak ise uyku hormonunun yeniden düzenlenmesine yardımcı olur, böylece beyin kendini onarabilir.

Arada resetlemek lâzım

Haftada bir gün ekranı kısıtlamak da zihinsel dengeyi geri kazandırır. Bir gün boyunca doğada yürüyüş yapmak, kitap okumak, sohbet etmek ya da sadece sessizlikte kalmak, beynin reset tuşuna basmak gibidir.

Çocuklarınızla göz teması kurun

Aile içinde yapılacak küçük ritüeller de detoksun en güçlü parçasıdır. Yemek masasında telefonların uzaklaştırılması, aile sohbetlerinin kesintisiz devam etmesini sağlar.

Çocuklar anne babalarının gözlerine baktığında, beynin empati devreleri çalışır ve sevgi hormonu dediğimiz oksitosin salgılanır. Bu da aile bağlarını kuvvetlendirir. Ayrıca çocuklara süre ve içerik sınırı koymayı unutmayın. Çocuğunuzla oyun oynamak beyninizin empati merkezini güçlendirir.

BEYİN SAĞLIĞI

Sessiz salgına dikkat!

Sabah gözümüzü açtığımız anda elimiz istemsizce ekrana gidiyor, gün boyu defalarca telefona bakıyoruz. Çocuklarımız da farklı değil; saatlerce ekran karşısında kıpırdamadan oturabiliyor, çağırdığımızda bizi duymuyor…

En basit bilgiyi bile kendi hafızamızdan çağırmak yerine cihazlara soruyoruz. Teknoloji görünüşte hayatımızı kolaylaştırıyor ama fark ettirmeden zihnimizi yeniden şekillendiriyor. Asıl sorulması gereken şu: Biz mi ekranları kullanıyoruz, yoksa ekranlar mı bizi esir alıyor?

Unutkanlık ve beyin sisi riskimiz artıyor

Eskiden annemizin, babamızın, en yakın arkadaşımızın numarasını ezbere bilirdik. Şimdi öyle değil çünkü beyin bu görevi artık cihazlara devretmiş durumda. Hafıza da kas gibidir; çalıştırmazsanız körelir. Sürekli dış kaynaklara başvurmak, beynin hatırlama mekanizmalarını zayıflatıyor.

Bu da öğrenmenin yüzeyselleşmesine, bilginin zihinde kalıcı değil geçici olmasına yol açıyor. Uzun vadede bu alışkanlık, dikkatsizliği, unutkanlığı ve beyin sisini besleyen en önemli faktörlerden biri haline geliyor.

Ekran bağımlılığı belirtileri 

Telefon ya da bilgisayar elimizin altında olmadığında kaygı, gerginlik, hatta öfke artar. Bu durum çocuklarda ağlama krizleri, ergenlerde öfke patlamaları, yetişkinlerde ise sürekli bir eksiklik hissi şeklinde görülür.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.