1867’de Ohio’da inşa edilen, 144 fit uzunluğundaki üç direkli kargo yelkenlisi FJ King, 15 Eylül 1886’da Escanaba’dan Chicago’ya demir cevheri taşırken şiddetli bir fırtınaya yakalanarak battı. 3 metrelik dev dalgalar, geminin gövdesini parçaladı ve kıç güverte evini söküp attı. Kaptan William Griffin ve mürettebat, sabaha karşı 02.00 sularında başka bir gemi tarafından kurtarılsa da, FJ King gölün derinliklerine gömüldü.
Uzun yıllar boyunca geminin yeriyle ilgili farklı raporlar, arama çalışmalarını çıkmaza soktu ve FJ King “hayalet gemi” unvanını kazandı. Ancak Wisconsin Tarih Derneği ile Wisconsin Sualtı Arkeoloji Derneği’nin desteklediği araştırmacı Brandon Baillod liderliğindeki ekip, sonunda gizemi çözdü. Baillod, kaptanın verdiği konum raporunun fırtına nedeniyle hatalı olabileceğini düşünerek iki mil karelik yeni bir bölgeye odaklandı. Yan taramalı radar taraması sonucunda, Bailey’s Harbor açıklarında 40 metre uzunluğunda bir enkaz tespit edildi ve aranan gemi resmen doğrulandı.
Baillod, keşif anını “Bunca yıldan sonra onu gerçekten bulduğumuzu görmek inanılmazdı, hepimiz birbirimizi çimdikledik” sözleriyle anlattı.
Michigan Gölü’ndeki keşifle aynı dönemde, denizcilik tarihinin en değerli kayıp hazine hikâyesi de sonuca ulaştı. Kolombiya açıklarındaki San Jose kalyonu, 16 milyar sterlin (yaklaşık 21 milyar dolar) değerinde altın, gümüş ve zümrüt yüklü olduğu tahmin edilen kargosuyla 300 yılı aşkın süredir okyanusun dibinde yatıyordu.
1708’de İspanya Veraset Savaşı sırasında Peru’dan İspanya’ya hazine taşıyan kalyon, İngiliz donanmasıyla yaşanan çatışma sırasında patlayarak Karayip sularına gömüldü. 2015’te yapılan su altı drone keşfi enkazın ilk görüntülerini sağladı, ancak geminin gerçekten San Jose olup olmadığı tartışma konusu oldu. Kolombiyalı akademisyenler, yeni incelemeler sonucunda enkazın kesinlikle San Jose’ye ait olduğunu açıkladı ve “Deniz kazalarının kutsal kasesi” olarak bilinen bu geminin kimliği resmen doğrulandı.
FJ King’in bulunması, Büyük Göller’deki en kalıcı denizcilik gizemlerinden birini çözerken, San Jose kalyonunun kimliğinin doğrulanması da uluslararası hukuk mücadelesini yeniden alevlendirdi. Çünkü kalyonun yüklü hazinesi, Kolombiya, İspanya ve hazinenin çıkarılmasına sponsor olan özel şirketler arasında milyarlarca sterlinlik bir mülkiyet davasını tetikleyebilir.
Bu iki keşif, denizcilik tarihine dair kayıp sayfaların kapandığını ve su altındaki sırların bir gün mutlaka ortaya çıkacağını bir kez daha kanıtladı.
