Son yıllarda kıyafet renkleri yalnızca modanın bir parçası olmaktan çıkıp, psikolojik birer kimlik işareti haline geldi. Uzmanlara göre insanların seçtiği renkler, karakter yapılarından ruh hallerine kadar pek çok ipucu veriyor. Ancak ilginç olan şu ki, özellikle bazı renkler artık eskisi kadar tercih edilmiyor. Giderek daha fazla kişi bu renkleri gardırobundan çıkarıyor.
Yapılan son araştırmalar, uzun süre güç, gizem ve zarafet simgesi olarak görülen siyah rengin özellikle genç kuşaklar arasında yerini daha yumuşak ve sade tonlara bıraktığını ortaya koydu. Benzer şekilde, enerjik ve dikkat çekici olmasıyla bilinen kırmızı renk de artık eskisi kadar gözde değil. Uzmanlar, insanların bu renkleri baskın ve yorucu bulduğu için tercih etmediğini belirtiyor.
Moda markalarının 2025 koleksiyonlarında açıkça görülen değişim, bej, toprak tonları, ada çayı yeşili, pastel mavi ve lavanta gibi daha dingin ve doğayla uyumlu renklerin öne çıkmasıyla netleşti. Stil danışmanları bu değişimin temelinde, insanların hem doğallığa yönelmesi hem de pandemi sonrası sadeleşen yaşam tarzlarını yansıttığını vurguluyor.
Konuya ilişkin değerlendirme yapan moda psikoloğu Dr. Elif Demiray, “Kıyafetlerin rengi yalnızca estetik değil, aynı zamanda duygusal bir tercih. İnsanlar siyah gibi karanlık ve baskın renklerden uzaklaşarak, daha huzurlu hissettiren tonlara yöneliyor. Renkler, bireyin kendisini dış dünyaya nasıl göstermek istediğinin sessiz bir ifadesidir” dedi.
Özellikle sosyal medya platformlarında minimalist ve “soft” giyim tarzlarının öne çıkması, bu renk değişiminin kitlesel hale gelmesinde önemli rol oynadı. Instagram ve TikTok’ta popüler olan “clean girl aesthetic”, “quiet luxury” ve “capsule wardrobe” akımları da renk tercihlerinin evriminde belirleyici oldu.