Akciğer kanseri, akciğer dokusundaki hücrelerin kontrolsüz büyümesiyle ortaya çıkıyor. Dünya genelinde hem erkeklerde hem de kadınlarda kansere bağlı ölümlerin en sık nedeni olarak gösteriliyor.
Erken dönemde belirti vermeyen hastalığın bazı sinyalleri de başka hastalıklarla karıştırıldığı için genellikle doktora başvurmakta geç kalınıyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cem Gündoğdu ‘Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı’ dolayısıyla akciğer kanserinin risk faktörlerine, belirtilerine ve erken teşhisinin önemine ilişkin şu bilgileri verdi:
Doç. Dr. Cem Gündoğdu
Akciğer kanseri erken dönemde belirti vermiyor verse de genellikle önemsenmiyor.
Bu nedenle hastalar ne yazık ki doktora başvurmakta geç kalıyor. Dolayısıyla geçmeyen öksürük, göğüs veya sırt ağrısı, kanlı balgam, nefes darlığı, ses kısıklığı gibi bulguların önemsenmesi gerekiyor.
İleri evrede baş ağrısı, kemik ağrısı, iştahsızlık, kilo kaybı ve yorgunluk da tabloya eklenebiliyor. Bu tür şikayetleri olan kişilerin zaman kaybetmeden bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurması hayati önem taşıyor.
Erken tanıda tedavi şansı çok yüksek
Tanı sürecinde öncelikle akciğer grafisi ve ardından bilgisayarlı tomografi ile detaylı inceleme yapılıyor.
Şüpheli lezyon görüldüğünde bronkoskopi veya biyopsi ile kesin tanı konuyor. Hastalığın evresi PET taramasıyla belirleniyor.
Erken tanı konulan hastalarda tedavi şansı çok daha yüksek oluyor.
Özetle akciğer kanseri önlenebilir bir hastalıktır. Sigara içmemek, pasif içicilikten kaçınmak ve risk faktörlerinden uzak durmak en etkili korunma yöntemleridir.
Sigara dışında da çeşitli çevresel ve genetik etkenler de akciğer kanserine yol açabiliyor.
Ailede akciğer kanseri öyküsünün olması, asbest ve radon gazı maruziyeti,
kömür-petrol ürünleri, hardal gazı, akciğerlere yönelik radyasyon tedavisi, arsenik içeren içme suyu, tüberküloz gibi hastalıklar sonrası kalan skar dokuları ve yüksek hava kirliliği akciğer kanseri riskini artıran diğer nedenler arasında yer alıyor.
Sigara dumanında 4 binden fazla kimyasal madde ve 70’ten fazla kanserojen bileşen bulunuyor.
‘Zararı azaltılmış’, ‘nikotin yok’, ‘su buharı’ gibi yanıltıcı ifadelerle pazarlanan bu ürünlerin uzun dönem etkileri henüz tam bilinmiyor ancak mevcut veriler zarar potansiyeline işaret ediyor.
Çünkü sanılanın aksine elektronik sigaralarda da ağır metaller, kurşun ve kanserojen organik kimyasallar bulunuyor. Dolayısıyla bunlar da akciğer sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor.
Akciğer kanserinin en önemli nedeni sigara kullanımıdır. Akciğer kanseri vakalarının yaklaşık yüzde 85–90’ı sigara kullanımıyla ilişkilidir.
Sigaraya başlama yaşı, günlük içilen sigara sayısı ve kullanım süresi arttıkça risk de artıyor.
Üstelik yalnızca sigara içmek değil sigara dumanına maruz kalmak da riski yüzde 20–30 oranında artırıyor.
Dolayısıyla siz kullanmasanız da bulunduğunuz ortamda sigara içiliyorsa ve sürekli bu dumanı soluyorsanız, akciğer kanseri riskiniz sigara kullanan kişiyle aynıdır.
Sigarayı bırakmak ise riski zamanla azaltır. Bırakıldıktan 10–20 yıl sonra risk, hiç içmeyenlerle benzer seviyelere düşer.