Geleneksel rüzgar türbinlerinin yüksek maliyeti ve geniş arazi ihtiyacına yenilikçi bir çözüm arayan Çin, Alxa Çölü’nde dev bir tekstil yapısını helyum balonları kullanarak 300 metre yüksekliğe kaldırdı. Bu sıra dışı aerodinamik test, dev bir uçurtmanın rüzgar enerjisindeki köklü iki sorunu (maliyet ve arazi kullanımı) çözebileceğine dair güçlü bir kanıt sundu ve performansı beklentileri aştı.
China Energy Engineering Corporation liderliğindeki bu testin temel amacı, elektriğin geleneksel türbinlerin erişemediği, rüzgarın daha güçlü ve istikrarlı olduğu atmosferin üst katmanlarında da üretilebileceğini göstermekti.
5.000 metrekarelik devasa bir kumaştan oluşan ana yapı, 300 metre yükseklikte rüzgar esintilerine, kablo gerilimine ve türbülansa karşı beklenenden çok daha kararlı bir davranış sergiledi.
Ulusal Yüksek İrtifa Rüzgar Enerjisi Programı Başkanı Cao Lun, testin önümüzdeki on yıl içinde devreye alınabilecek bir sistem için standartları belirlemeyi ve nihai tasarımı iyileştirmeyi amaçladığını açıkladı.
Test edilen bu sistem, karaya dayalı jeneratörlerle çalışan rüzgar türbinleri kategorisine giriyor. Uçurtma üzerinde elektrikli bir cihaz bulunmuyor; bunun yerine rüzgar tarafından gerilen tel, yerde bulunan bir jeneratörü çalıştırıyor. Geri çekilmesi gerektiğinde ise, güç tüketimini azaltacak düşük dirençli bir şekil alıyor.
Bu sistem, basit ama güçlü bir mantığa dayanıyor: Yere yakın olmayan, daha yoğun, daha istikrarlı ve dolayısıyla çok daha enerji verimli olan rüzgârdan yararlanmak.
En büyük avantajı ise, türbinleri desteklemek için devasa kulelere ve tonlarca çeliğe ihtiyaç duymaması.
CCTV tarafından yayınlanan veriler, bu teknolojinin üç büyük faydasına işaret ediyor:
Geleneksel bir rüzgar çiftliğine göre gereken arazinin %95’e kadar azaltılması.
Kullanılan çelik miktarının %90 daha az olması.
Üretilen kilovatsaat maliyetinde %30’luk bir düşüş potansiyeli.
Bu denklem, yenilenebilir enerjiyi topraklarına olan etkiyi artırmadan genişletmeyi hedefleyen Çin için açık bir yol haritası sunuyor: daha az malzeme, daha az inşaat işi ve daha fazla verimlilik.
Alxa’daki bu test eşi benzeri görülmemiş bir ölçekte olsa da, Çin yüksek irtifa rüzgar enerjisi yarışında yalnız değil.
Hollandalı Kitepower şirketi, Avrupa’da 425 metreye kadar çıkan, ancak çok daha küçük uçurtmalarla deneyler yapıyor. Onların amacı, şu anda dizel jeneratörlere bağımlı olan ücra bölgelere taşınabilir sistemlerle elektrik sağlamak. Ancak Çin versiyonu, endüstriyel ölçeğe odaklanıyor. Amaç, bu teknolojiyi ulusal şebekeye entegre etmek ve karasal rüzgar enerjisinin maliyetini artıran malzeme yükünü azaltmak.
Her iki projenin arkasındaki fikir aynı: Üst atmosfer, henüz keşfedilmeye başlanan muazzam bir enerji rezervine sahip.
Carnegie Bilim Enstitüsü’nün araştırmalarına göre, yüksek irtifa rüzgarları büyük ölçekte kontrol altına alınabilirse, dünyanın enerji talebinin 100 katından fazlasını karşılayabilir.
İlk aşamada elektrik üretmeyen 5.000 metrekarelik bu uçurtma, başarılı aerodinamik testleriyle mühendislerde teknolojik bir dönüm noktasına bakıldığı hissini uyandırdı. Eğer yaklaşan testler bu teknolojinin uygulanabilirliğini doğrularsa, Çin daha ucuz, ağır metallere daha az bağımlı ve çok daha çevre dostu bir yenilenebilir enerji üretmenin yolunu bulmuş olacak.
Şimdilik katlanmış halde yere inmiş olsa da, Alxa Çölü’nün üzerinde süzülen bu dev uçurtma, yenilenebilir enerjinin büyümek için yeri değil, gökyüzünü kullandığı olası bir geleceği işaret etti. Bir sonraki enerji devriminin geleneksel bir türbinden değil, rüzgarla çalışan dev bir uçurtmadan gelmesi an meselesi olabilir.
Çin’in Alxa Çölü’nde 300 metre yüksekliğe kaldırdığı 5.000 metrekarelik dev bir tekstil uçurtması, rüzgar enerjisindeki tüm ezberleri bozdu. Yüksek irtifa rüzgarlarının teorik olarak dünyanın enerji talebinin 100 katından fazlasını karşılama gücüne sahip olması bu yeni gelişimin Türkiye gibi yenilenebilir enerji potansiyelini artırmak isteyen ülkeler için arazi kısıtlamalarını ortadan kaldıran, küresel enerji haritasını yeniden çizmeye aday bir dönüm noktası.