Škoda Roomster, Volkswagen Grubu içindeki diğer hiçbir modele benzemez. O, tam anlamıyla ‘parça toplama’ bir otomobil; farklı modellerin teknik altyapılarının bir araya getirilmesiyle yaratılmış bir hibrit.
Gövdesinin ön kısmı ikinci nesil Fabia’dan, arka kısmı ise dönemin Octavia’sından alınarak, bu iki bölüm Roomster için özel tasarlanmış yepyeni bir orta gövdeyle birleştirildi.
Bu “Frankenstein” yaklaşımı şaside de devam ediyor: Ön aks Fabia’dan, arka aks ise Octavia’dan miras alındı. Bu alışılmadık evliliğin en ilginç sonucu ise arka tekerleklerin öndekilerden belirgin şekilde daha geniş olmasıdır (1484 mm’ye karşı 1420 mm). Bu mühendislik tercihi, aracın dengesine ve yol tutuşuna şaşırtıcı derecede olumlu bir etki yapmıştır.
Roomster’ın asıl övünç kaynağı iç mekanıdır. Gösterge paneli büyük ölçüde Fabia’yı andırsa da, kabinin geri kalanı tamamen orijinal ve şaşırtıcı derecede geniştir. Arka yolcular, bu boyuttaki bir araç için olağanüstü bir baş ve diz mesafesine sahip.
Ancak asıl sihir, ‘VarioFlex’ arka koltuk sisteminde yatıyor. Bu koltuklar ayrı ayrı hareket ettirilebiliyor, katlanabiliyor veya araçtan tamamen çıkarılabiliyor. Bu sayede bagaj hacmi, koltukların konumuna göre 450 litreden başlayıp, koltuklar söküldüğünde 1.810 litrelik devasa bir kapasiteye ulaşarak Roomster’ı küçük bir nakliye aracına dönüştürüyor.
2007’de piyasaya sürülen Praktik versiyonu bu potansiyeli bir adım öteye taşıyarak 1.900 litre alan ve 640 kg’a kadar yükleme kapasitesi sundu.
İkinci elde bir Roomster almayı düşünenlerin bilmesi gereken kritik zayıf noktalar mevcut:
1. Kabus senaryosu: HTP Motorlar
Sıkça eleştirilen üç silindirli HTP (47 ve 51 kW) motorlar, Roomster’ın en sorunlu yanıdır. Özellikle 47 kW’lık zayıf versiyonda (2009 öncesi) zamanlama zinciri atlamaları çok yaygındır. Her iki HTP versiyonunda da karbon birikintisi nedeniyle sübap yanmaları, arızalı ateşleme bobinleri ve katalizör sorunları sıkça rapor edilmiştir.
2. Daha güvenli seçim: Dört Silindirli Benzinliler
1.4 16V motor, HTP’ye kıyasla çok daha güvenli bir seçimdir. Tek kritik noktası, su pompasıyla birlikte triger kayışının da düzenli olarak değiştirilmesi gerekliliğidir. 1.6 16V ise daha da güvenilirdir. 1.6 16V ile sunulan Aisin otomatik şanzıman, sert kullanılmadığı sürece dayanıklıdır.
3. Dizel cephesi: Dayanıklı Ama Gürültülü
Dizel motorlar şaşırtıcı derecede dayanıklıdır. 1.9 TDI-PD (77 kW), 1.4 TDI-PD gibi en güvenilir motorlardan biridir. EGR valfi arızaları tipik olsa da, hiçbir Roomster’da çift kütleli volan bulunmaması (maliyetli bir parça) ikinci el alıcıları için büyük bir avantajdır.
Tek ciddi sorun, partikül filtreli (DPF) dizel versiyonların, kısa şehir içi yolculuklarda filtreyi düzgün yenileyememesi ve sık sık tıkanmasıdır.
4. Şasi ve diğer sorunlar:
Eski modellerde ön aks burçlarında boşluk ve denge çubuklarında (Z-rot) vuruntu görülebilir. Ancak bu parçaların tümü nispeten ucuza tamir edilebilir. Korozyon ise çoğunlukla egzozun arka kısmıyla sınırlıdır.
Eğer bir Roomster alacaksanız, motor seçimi kritik önem taşır:
Uzak Durun: Üç silindirli HTP (47 ve 51 kW) motorlar, şehir içi için bile risklidir ve ciddi masraflar açabilir.
Benzinli İdeali: Dört silindirli 1.4 16V motor, HTP’ye göre çok daha rafine bir performans sunar ve güvenilirdir (Tüketim yaklaşık 7 lt/100 km).
Dizel İdeali: Dizel motorlar arasında en ideal seçim, güçlü, ekonomik ve dayanıklı olan dört silindirli 1.9 TDI-PD (77 kW) motordur. Bu motorun tek dezavantajı, özellikle yük altında gürültülü çalışmasıdır.
Üretici yağ değişimini 30.000 km’de bir önerse de, uzmanlar motor ömrü için bu aralığı 15.000 km’ye, sorunlu HTP motorlar için ise 10.000 km’ye çekmenizi tavsiye ediyor.