1967’de Bristol’da yaşanan korkunç bir olay, 75 yaşındaki Louisa Dunne’ın evinde tecavüze uğrayıp boğularak öldürülmesiyle şehrin gündemine bomba gibi düştü. Olayın yarattığı dehşet, geniş çaplı bir soruşturmanın başlatılmasına neden oldu; bölgedeki neredeyse her erkeğin parmak izleri alındı.
Komşularının “bir sineğe bile zarar veremeyecek kadar iyi kalpli” diye tanımladığı Louisa Dunne’ın hayatı, ne yazık ki trajedilerle doluydu. Ölümü ise ailesi üzerinde bugün bile silinmeyen bir yara iz olarak kaldı. Siyasi tartışmalardan hoşlanan Dunne, ilk eşi Edwin Parker’ı 1940’ların sonlarında kaybetmişti. İkinci eşi John Dunne ise 1960’ların başında hayatını kaybetti.
Louisa Dunne’ın ilk evliliğinden iki kızı, Iris ve Edna vardı, ancak ölümünden önce uzun yıllardır onlarla görüşmüyordu.
Mahkeme sürecinde, çevresindekilerin Dunne’ın “fazla içki içtiğini” düşündükleri belirtildi. Ölüm anında 44,5 kilogram ağırlığında ve 1,60 boyundaydı.
Yıllar sonra, yeni DNA delilleri sayesinde dava yeniden ele alındı ve çözüldü. Yargıç Bay Yargıç Sweeting, Ryland Headley’e 1967 yılında Louisa Dunne’ı evinde öldürdüğü için ömür boyu hapis cezası verdi.
Bu dava, modern İngiliz polislik tarihinde çözülen en eski kapatılmamış dosya olarak kabul ediliyor ve Headley, İngiltere’de cinayetten hüküm giyen en yaşlı kişi olarak kayıtlara geçti.