Hindistan’ın mal ticaretindeki açığı, analistleri ciddi şekilde endişelendiren bir düzeye ulaştı. Ekim ayında açık, piyasa beklentilerini aşarak 41.7 milyar dolara yükseldi. Bu rakam, Reuters anketlerinde tahmin edilen $28.8 milyar doları aşmakla kalmadı, aynı zamanda Kasım 2014’teki $37.8 milyar dolarlık önceki rekoru da geride bıraktı. Bu bozulma, özellikle dış piyasalarda ılımlılığın beklendiği bir dönemde gerçekleşmesi nedeniyle büyük önem taşıyor.
Ticaret dengesindeki bu keskin bozulmanın en büyük etkeni, yerel şenliklerin yaşandığı aylarda altına olan talebin hızla artması oldu.
Ekim ayında altın ithalatındaki artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 200’lük rekor bir yükselişle 14.7 milyar dolara ulaştı. Dünyanın en büyük altın tüketicilerinden biri olan Hindistan’da nüfusun, ekim festivalinin merkezi günlerinde 11 milyar dolar değerinde altın satın aldığı tahmin ediliyor. Uzmanlar, bu talebin arkasındaki itici gücün gelenek, aile birikimleri ve altının finansal açıdan güvenli bir liman olarak algılanması olduğunu belirtiyor. Bu yılki rakamlar, ülkenin dış ticaretinin en yıkıcı bileşeni haline geldi.
İthalattaki bu patlama yaşanırken, Hindistan’ın ana ticaret ortağı olan Amerika Birleşik Devletleri’ne yapılan ihracatta ise keskin bir düşüş yaşanıyor. Ağustos sonunda yürürlüğe giren yüzde 50’lik gümrük vergileri nedeniyle, ABD pazarına yapılan sevkiyatlar iki aydır üst üste düşüş gösterdi.
Ekim ayında ABD’ye ihracat $6.3 milyar dolara geriledi. Bu düşüş özellikle mücevher ve takı, hafif mühendislik, pamuk ve sentetik iplikler gibi hassas sektörleri etkiledi.
Mücevher ve Takı ihracatı: Yüzde 29.5 azalarak $2.3 milyar dolara geriledi.
Mühendislik Malları ihracatı: Yüzde 16.7 azalarak $9.4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Tüm bu düşüşlere rağmen ABD, mali yılın ilk 7 ayında $52 milyar dolarlık toplam satın almayla ana ihracat destinasyonu konumunu koruyor.
ABD’ye ihracat azalırken, Hindistan’ın Çin’e ihracatı güçlü bir artış gösterdi. Ekim ayında ihracat yüzde 42 artarak $1.6 milyar dolara ulaştı.
Ticaret ortaklarının bileşimindeki bu kısmi değişim darbeyi yumuşatmaya yardımcı olsa da, tarihsel olarak ABD pazarına bağımlı sektörlerdeki düşüşün büyüklüğünü telafi etmeye yetmiyor. Görünüm, kısa vadede pek de iyimser değil. Moody’s’in yan kuruluşu ICRA Research’e göre, ithalatın tatil sezonunun sona ermesiyle Kasım-Aralık aylarında azalması bekleniyor ancak bu düşüş dış piyasadaki durgunluğu durdurmaya yetmeyecek.
ICRA, Mart 2026’da sona erecek mali yılın üçüncü çeyreğinde cari açığın GSYH’nin yüzde 2.4 ila yüzde 2.5’i arasında gerçekleşebileceğini öngörüyor. Eğer %50’lik tarifeler mali yıl sonuna kadar yürürlükte kalırsa, açığın 2026 yılını GSYH’nin yaklaşık yüzde 1.2’si seviyesinde kapatması mümkün olabilir; bu da ülkenin para birimi ve mali politikası üzerinde ciddi baskı yaratacaktır.
Ticaret gerginliğini hafifletmeye yönelik ikili görüşmeler Washington ile Yeni Delhi arasında tıkanmaya devam ediyor. Bu arada Hindistan, ticaret açığını dengelemek amacıyla ABD’den doğalgaz ve petrol alımlarını artırarak bir yakınlaşma çabası gösteriyor.