Sikkelerin farklı şehirlerde basılmış olması, 17. yüzyıl başlarında Avrupa içi ticaretin ne kadar geniş bir alana yayıldığını ortaya çıkardı. Brandenburg Eyalet Anıt Koruma Ofisi ile Arkeoloji Eyalet Müzesi’nin yürüttüğü kazı çalışmaları, Sonnensegel gençlik sanat galerisindeki ek bina projesi kapsamında dikkatlice genişletildi. Bu çalışmalar sırasında, savaş döneminde terk edildiği anlaşılan yarı ahşap bir evin enkazı içinde bakır bir kazan ve içinde üç gümüş sikke bulundu.
DÖNEMİN YÜKSEK DEĞERLİ PARALARI
BLDAM sözcüsü Christof Krauskopf, sikkelerin ulusal ve uluslararası ticaret bağlarını ortaya koyduğunu belirtti. Kazanda bulunan paralar yaklaşık 1,2–1,6 inç çapında ve bu dönemin yüksek değerli gümüş paralarının tipik ölçülerine sahip.
FARKLI ŞEHİRLERDEN GELEN DEĞERLİ PARALAR
Kazanın içinden çıkan üç sikke, tek bir hanede farklı bölgelerden gelen paranın nasıl biriktiğini gösteriyor. Bunlardan biri 1610 tarihli İsviçre Zug bölgesinde basılan Dicken, diğeri 1618 tarihli Hollanda yarım rijksdaalder’i, üçüncüsü ise 1634 tarihli Hamburg şehir sikkesi. Bu üç sikke, Kutsal Roma İmparatorluğu ve çevresindeki ticari ağların gücüne ışık tutuyor.
Sikkelerin bir kapta saklanması, o döneme damga vuran Kipper und Wipper ekonomik kriziyle bağlantılı. 1600’lerin başında düşük kaliteli paraların dolaşımı artınca, halk yüksek saflıktaki gümüş paraları gizleyerek koruma yoluna gidiyordu.
EVİN ALTINDAN TARİHİ KATMANLAR ÇIKTI
Keşif sadece sikkelerle sınırlı değil. Aynı bölgede bakır alaşımlı levhalar, kurşun lehim damlaları ve cüruf parçaları da bulundu. Bu buluntular, evin bir demir dışı metal işçisine ait olduğunu ve günlük yaşamda metal eşya üretimi ile tamir işlerinin yapıldığını kanıtlıyor.
Kazı alanındaki katmanlar, arkeologların bölgedeki yaşamı dönem dönem takip etmesine olanak sağladı. Buzul Çağı sonrası toprak katmanlarından Orta Çağ yüzeylerine, oradan 17. yüzyıl savaş dönemine uzanan stratigrafi, kilise tepesinin yüzyıllar boyunca nasıl kullanıldığını ortaya koyuyor.
GÜMÜŞLER MÜZEDE SERGİLENECEK
Bulunan sikkeler şu anda eyalet müzesinin koruma uzmanları tarafından inceleniyor. Gümüşlerin restorasyon sürecinin ardından 2028’de, müzenin 75. yıl sergisinde ziyaretçilere gösterilmesi planlanıyor.
400 yıllık bakır kazan, içindeki sikkeler ve atölye kalıntıları bir araya geldiğinde, tek bir evin üzerinden dönemin ekonomik belirsizliğini, ticaret ağlarını ve zanaatkâr yaşamını anlatan çarpıcı bir hikâye sunuyor.