Cumhuriyet Halk Partisi Tarım ve Orman Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Karaman’a biz dizi ziyaret gerçekleştirdi.
Adem, Karaman’ın ziyaret kapsamında Ayrancı ilçesine giderek bölgede 652 hektarlık mera alanında kurulması planlanan 350 MWe gücündeki Güneş Enerji Santrali (GES) projesine tepki gösterdi.
Ayrancı ilçesinde kurulması planlanan GES projesinin kamu yararına uygun olmadığını kaydeden Erhan Adem, şunları söyledi:
“4342 sayılı Mera Kanunu, bu alanların korunmasını ve yalnızca zorunlu hallerde, kamu yararı açık biçimde ortaya konulduğunda tahsis amacının değiştirilebileceğini hükme bağlar. Bu kapsamda, Ayrancı’da planlanan 652 hektarlık GES sahasının ‘mera vasfının’ değiştirilmesi, mevzuatın özüne ve ruhuna aykırıdır. Mera, yalnızca boş arazi değildir; toprağın, otun, suyun ve hayvanın oluşturduğu canlı bir üretim ekosistemidir. GES elbette temiz enerjidir, ama mera alanına kurulduğunda temiz enerji, kirli bir planlamaya dönüşür”
GES’in kurulması halinde bölgenin coğrafi işaretli Divle Obruğu Peyniri’nin de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını ifade eden CHP’li Adem, “Ayrancı bölgesi, coğrafi işaretli Divle Obruğu Tulum Peyniri üretimiyle hem ulusal hem uluslararası düzeyde tanınan bir merkezdir. Bu peynirin üretim zinciri, bölgedeki doğal meralarda otlayan koyun ve keçilerin sütüne dayanır. Proje sahasının bu üretim havzasıyla doğrudan etkileşim içinde olması, yalnızca bir mera kaybı değil; Yerel ekonominin, Kültürel mirasın, Coğrafi işaretli bir ürünün geleceğinin risk altına girmesi anlamına gelmektedir. Divle Peyniri’nin aroması güneşle değil, otla, merayla, doğayla oluşur. Eğer merayı kaybedersek, sadece peyniri değil, yüz yıllık bir geleneği kaybederiz.”
Kamu yararı testi şeffaf biçimde yapılması çağrısında bulunan Erhan Adem, “Her büyük yatırım, elbette kamu yararı çerçevesinde değerlendirilebilir. Ancak burada sorulması gereken temel soru şudur: “652 hektar mera alanını kaybetmek mi, yoksa aynı kapasitede GES’i alternatif bir alana taşımak mı daha fazla kamu yararı sağlar?” Eğer aynı enerji üretimi tarım dışı, düşük nitelikli, bozulmuş veya endüstriyel arazilerde yapılabiliyorsa, mera tahsisi kamu yararına değil, kamu zararına dönüşür. “kamu yararı testinin” bağımsız uzmanlarca yapılmasını, yerel halkın, üreticilerin ve meslek odalarının katılımıyla yürütülmesini, sonuçların kamuoyuna açık biçimde paylaşılmasını gerekiyor” dedi.
“Bölgedeki hayvancılık faaliyetleri, zaten iklim krizi, kuraklık ve yem maliyetleri nedeniyle zor durumdadır” diyen Adem, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Şimdi bir de 652 hektarlık meranın kaybı, otlatma alanlarının daralmasına ve süt üretiminde maliyet artışına neden olacaktır. Eğer bu proje yürütülecekse, alternatif mera alanları oluşturulmalı, telafi ve destek mekanizmaları örneğin yem desteği, kira indirimi, üretim tazminatı devreye alınmalı, kooperatifler ve yerel üreticiler sürece dâhil edilmelidir “Üreticiye ‘meranı alıyoruz ama sana hiçbir şey veremeyiz’ demek, kamu vicdanını zedeler. Yenilenebilir enerji gerekli, ama doğru yere, doğru şekilde kurulmalı. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, yenilenebilir enerjiye kesinlikle karşı değiliz. Tam tersine, güneş enerjisi Türkiye için büyük bir fırsattır. Ancak, bu tür projeler mera, orman, zeytinlik veya tarım arazilerine değil, eski maden sahalarına, çorak ve tarım dışı alanlara, sanayi bölgelerine, binaların ve tesislerin çatılarına yönlendirilmelidir. Enerji dönüşümünü, tarımsal üretimi yok ederek değil, onunla birlikte büyüterek yapmak zorundayız. CHP üreticinin, çiftçinin ve yerelin yanında. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, Karaman’ın Ayrancı ilçesindeki bu projenin Mera Kanunu’na uygunluğunun, Kamu yararı testinin sonuçlarının, Üreticiye yönelik telafi planlarının şeffaf biçimde ortaya konulması gerekir. Bu süreçte yerel üreticilerimizin, kooperatiflerin, Divle peyniri üreticilerinin ve hayvancılıkla geçinen yurttaşlarımızın sesi olacağız. Bir yanda enerji, bir yanda ekmek… Biz bu ülkenin ekmeğini, merasını ve üreticisini koruyacağız. Enerji yatırımları ülkemizin geleceği için elzemdir. Ancak hiçbir yatırım, toprağını, merasını, üreticisini kaybeden bir ülke yaratmamalıdır. Ayrancı’daki proje derhal yeniden değerlendirilmelidir. Gerçek kamu yararı, üreticiyi ayakta tutan politikadır.”