Ekonomist Allison Shrivastava, mevcut dönemi “nefesini tutan ekonomi” olarak tanımlıyor. Şirketler büyük çaplı kararlar almaktan kaçınıyor, işe alım ve işten çıkarma oranları düşük seviyelerde seyrediyor. Bu durum, firmaların sadece beklemeyi ve ekonomik gidişatı gözlemlemeyi tercih ettiğini gösteriyor.
Reuters’ın derlediği verilere göre, yalnızca bu ay ABD’de 25 binden fazla işten çıkarma duyuruldu. Bu rakama UPS’in açıklamayı planladığı 48 bin kişilik devasa kesinti henüz dahil değil. Avrupa’da ise toplam sayı 20 bini aşarken, bunun 16 bini yalnızca Nestle’nin geçtiğimiz hafta açıkladığı kesintilere ait.
Amazon’un 14 bin kurumsal çalışanla yollarını ayırma kararı, Target, Procter & Gamble gibi diğer devlerin de benzer hamleleriyle aynı döneme denk geliyor. Bu kesintilerin çoğu, mağaza veya fabrika çalışanlarından ziyade otomasyonla yer değiştirilebilecek beyaz yakalı pozisyonları hedef alıyor.
Yapay zeka yatırımları da bu sürecin merkezinde yer alıyor. Şirketler, milyarlarca dolarlık teknoloji harcamalarını gerekçelendirmek için verimlilik artırıcı önlemler alıyor. Analistlere göre, Amazon’un hamlesi bu yöndeki baskının erken bir göstergesi. KPMG’nin araştırmasına göre, ABD’li üst düzey yöneticiler gelecek yıl yapay zeka yatırımlarında ortalama yüzde 14’lük artış bekliyor.
Bazı firmalarda işten çıkarmaların nedenleri farklılaşıyor. Euronews’in aktardığına göre; Target ve Nestlé yeni CEO’ların liderliğinde yeniden yapılanmaya giderken, Carter’s adlı bebek giyim markası ise ABD’deki yüksek ithalat tarifeleri nedeniyle ofis çalışanlarının yüzde 15’ini işten çıkarıyor.
Bank of America ekonomistlerine göre, yapay zeka ilk etapta giriş seviyesindeki pozisyonları tehdit ediyor. Buna rağmen bilgi teknolojileri, finans ve profesyonel hizmetlerde istihdam hala artış gösteriyor. Shrivastava, teknoloji sektörünün 2022 zirvesinden bu yana küçüldüğünü ancak bu küçülmenin doğrudan yapay zekadan kaynaklandığını söylemenin henüz mümkün olmadığını belirtiyor.
Ekonomistler, iş gücü piyasasının “düşük işe alım, düşük işten çıkarma” dengesine girdiğini ifade ediyor. Ancak bu dengenin bozulması durumunda, artan işten çıkarmalar tüketici güvenini zedeleyebilir ve yüksek enflasyonla mücadele eden ekonomileri daha da kırılgan hale getirebilir.