Venedik’te düzenlenen Sürdürülebilir Moda Forumu’nda konuşan uzmanlar, İtalyan modasının dünya sahnesindeki yerini koruyabilmesi için tedarik zinciri şeffaflığı ve sürdürülebilirliğin artık göz ardı edilemeyecek başlıklar olduğunu dile getirdi. Konferansın ana teması, ‘Made in Italy’ kavramının yeniden tanımlanması gerektiği yönündeydi.
İtalya’nın zanaatkârlık temelli üretim modeli özellikle gençler arasında karşılık bulmakta zorlanıyor. Mesleği öğrenmek için yıllar süren çıraklık dönemleri, günümüzde gençler tarafından cazip bulunmuyor. Napoli gibi kentlerdeki tarihi atölyeler, genç iş gücü eksikliğiyle mücadele ederken, modern gençlik daha hızlı kazanç yollarına yöneliyor.
Giuseppe ve Massimiliano Attolini gibi ustalar, elde dikilen bir ceketin 25 saat, bir takım elbisenin 33 saat sürdüğünü belirtiyor. Giuseppe Attolini, gençlerin sektöre ilgisizliğini “Bir gelecek görmüyorlar, kimse de onlara sunmuyor” sözleriyle özetliyor.
Bu sıkıntı yalnızca Napoli’yle sınırlı değil. Toskana’daki deri fabrikalarından Piyemonte’deki yün dokumacılarına kadar benzer sorunlar yaşanıyor.
Confartigianato Imprese’nin verilerine göre, 2025’in ikinci çeyreğinde bin 35 giyim ve deri firması, azalan iş gücü nedeniyle kapandı. 2023’te 104 milyar euro olan sektör hacmi, 2024’te 90 milyar euroya gerilerken bu yıl 80 milyar euroya düşmesi bekleniyor.
Yapay zekâ teknolojilerinin yükselişi de sektörü zorluyor. ‘Made in Italy’nin gücü, bir tasarımcının dokunuşunu ve onunla kurulan kişisel ilişkiyi içeriyor. Ancak AI ile bu bağ giderek zayıflıyor. Buna rağmen bazı uzmanlar, daha önemli olanın “Made by Italians” kavramı olduğunu savunuyor.
Federmoda Başkanı Simone Balducci, “Bir işi gerçek anlamda yapabilmek için 5 yıl, usta zanaatkâr olmak için ise 10 yıl gerekiyor” diyerek, insan faktörünün hâlâ teknolojiyle telafi edilemeyecek bir rol oynadığını belirtiyor.
Öte yandan, tedarik zinciri şeffaflığı ve sürdürülebilirlik çalışmaları hız kazanıyor. Confindustria Moda, firmaların doğrulanmasını sağlayacak dijital ve açık kaynaklı bir platform geliştirirken, Ulusal Moda Odası da şirketler için ortak sürdürülebilirlik kriterleri belirliyor. Parlamento ise bu kriterleri karşılayan şirketler için bir veri tabanı oluşturmayı planlıyor.
Confindustria Moda Başkanı Luca Sburlati, “Sürdürülebilirlik bir maliyet değil, kimliğimizdir” diyerek, İtalyan modasının ancak birlik, rekabetçilik ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle ayakta kalabileceğini vurguladı.