Bir zamanlar okulda zorbalığa uğrayan, arkadaşları tarafından dışlanan Güney Afrikalı bir çocuk, bugün dünyanın en zengin insanı konumunda. Elon Musk’ın hikayesinde onu suçlayıcı iddialar olsa da geniş resimde hayal gücü, azim ve sınır tanımayan cesaretin neler başarabileceğinin bir örneği…
Elon Reeve Musk, 1971 yılında Güney Afrika’nın ırk ayrımıyla bölünmüş kenti Pretoria’da dünyaya geldi. O yıllarda teknoloji bugünkünden çok uzaktı; özel şirketlerin uzaya roket gönderebileceği fikri ise bilim kurgudan öteye geçmiyordu.
Ama küçük Elon, yaşıtlarından farklıydı. On yaşındayken kendi kendine bilgisayar programlamayı öğrenmeye başladı. 12 yaşında “Blastar” adında bir video oyunu yazıp 500 dolara satarak ilk parasını kazandı. Henüz çocukken okuldaki ansiklopedileri bitirmiş, 9 yaşında Britannica’yı baştan sona okumuştu.
Musk’In çocukluğu yalnızca başarıdan ibaret değildi. OKulda sürekli zorbalığa uğradı, hatta bir seferinde merdivenlerden atılıp hastanelik dahi oldu. Yıllarca nefes darlığı çekti. Ancak bu zorluklar onun kararlılığını güçlendirdi. Apartheid rejiminin baskısı altındaki Güney Afrika’da büyüyen genç Elon, adaletsizlik içinde yaşamayı reddetti.
17 yaşındayken ülkeden ayrılmayı kafasına koydu. Zorunlu askerliği reddederek annesinin Kanada vatandaşlığından yararlanıp Kuzey Amerika’ya geçti. Yıllar sonra, “Orada kalsaydım baskıcı bir sistemi desteklemiş olurdum” açıklamasını yaptı…
Kanada’dan sonra ABD’ye geçiş yapan ve üniversitede fizik ve ekonomi eğitimi alan Musk, 1995’te intenret devriminin eşiğinde Stanford’daki doktora programını bırakıp Zip2 ve PayPal gibi şirketleri kurdu.
Bugün ise Tesla ve SpaceX ile otomotivden uzay teknolojisine kadar birçok sektörde devrim yarattı. Bir zamanlar zorbalanan o çocuk, şimdi dünyanın en zengin insanı ve Mars’a insan göndermeye hazırlanıyor…
