Şubat ayında koyu kahverengi saçlarını sarıya boyatmak için kuaföre giden Martin, işlem sırasında yoğun bir yanma hissi yaşadı. Folyolar çıkarıldığında ise saçlarından duman çıktığı fark edildi. Eve döndüğünde başında uzun, kızarık bir çizgi belirdi ve kısa süre içinde saçlı derisinden parçalar dökülmeye başladı.
Hastaneye kaldırılan genç kıza, cildin en dış tabakası olan epidermiste birinci derece kimyasal yanık teşhisi kondu. Doktorlar, saç derisinde portakal büyüklüğünde ölü deri dokusunu almak zorunda kaldı. Bu operasyonun ardından Martin’in saç çıkmayacak kalıcı bir bölgesi oluştu. Genç kız, “Olaydan bu yana tek bir saç kökü bile çıkmadı. Bir daha orada saçım olmayabilir” sözleriyle yaşadığı travmayı anlattı.
Uzmanlara göre bu ciddi yanığın nedeni, saç boyasında bulunan hidrojen peroksit veya amonyak gibi tahriş edici maddeler olabilir. Martin, 14 yaşından bu yana düzenli olarak saçlarını boyattığını ancak daha önce hiç böyle bir sorun yaşamadığını belirtti.
Üniversite öğrencisi olan Martin, yaşadığı fiziksel acının yanında büyük bir psikolojik yıkım da yaşadığını söyledi:
“Son sınıfın ortasındaydım, balo ve mezuniyetim vardı. Saçlarımın rengini değiştirmek istedim ama hayatımın en özel dönemini bu yanık mahvetti.”
Dermatologlar, kimyasal yanıkların tedavisinde topikal kortikosteroidler ve gerekli durumlarda antibiyotiklerin kullanıldığını, saçların yeniden çıkabilmesi için köklerin zarar görmemesi gerektiğini vurguladı. Ancak Martin’in yaşadığı olay, saç boyalarının bilinçsiz kullanımının ne denli ciddi sonuçlara yol açabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.