Beyin kanaması sonucu beyin ölümü gerçekleşen 39 yaşındaki bir hastaya yapılan nakilde, altı genetik değişiklik uygulanmış bir domuzdan alınan akciğer kullanıldı. Organ, 216 saat boyunca (yaklaşık 9 gün) canlı ve işlevsel şekilde çalışarak, ksenotransplantasyon alanında önemli bir dönüm noktası oldu.
Bilim insanları, bu operasyonla birlikte domuzdan insana nakillerde en büyük engellerden biri olan “hiperakut reddedilme” riskinin aşılabileceğini ortaya koydu. Ancak süreç tamamen sorunsuz geçmedi. Ameliyatın ilk gününde ödem, sonraki günlerde ise antikor aracılı red reaksiyonları görüldü. Buna rağmen dokuzuncu günde akciğerin kısmen stabil hale geldiği bildirildi.
Hastaya, nakledilen organa karşı bağışıklık sisteminin tepkisini azaltmak için çeşitli ilaç kombinasyonlarından oluşan güçlü bir immünosupresif (bağışıklık baskılayıcı) tedavi uygulandı.
Uzmanlara göre bu deney, domuzdan insana akciğer naklinin mümkün olabileceğini kanıtladı. Ancak reddedilme riski ve enfeksiyon gibi sorunların hâlâ önemli engeller oluşturduğu, bu nedenle klinik uygulamaya geçilmeden önce daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu vurgulandı.
Bu gelişme, dünya genelinde organ bekleyen milyonlarca hasta için umut verici bir adım olarak değerlendiriliyor.
