2018’de Çinli bilim insanı He Jiankui, dünyada ilk kez insan embriyolarının genlerini değiştirerek ikiz kız bebeklerin (ve daha sonra üçüncü bir bebeğin) dünyaya gelmesini sağladı. Bu olay, bilim dünyasında büyük bir şok etkisi yarattı ve şimdi, bu çocukların durumu yeniden gündeme geldi.
He Jiankui, genetik düzenlemede CRISPR-Cas9 teknolojisini kullandı. Amacı, HIV virüsüne karşı bağışıklık kazandırmak için CCR5 genini devre dışı bırakmaktı. Bu genin devre dışı kalması, bazı kişilerde doğal bir HIV bağışıklığı sağlayabiliyor. Ancak bu müdahalenin olası yan etkileri, yetersiz denetim ve etik dışı uygulama şekli, deneyin bilimsel geçerliliğini ciddi şekilde tartışmalı hale getirdi.
İkiz kızlara Lulu ve Nana isimleri verildi. He Jiankui’nin açıklamalarına göre bebekler sağlıklı doğdular. Ancak Çin hükümeti süreci gizli tuttu ve çocukların kimlikleri, sağlık durumları ve gelişimleri hakkında kamuya açık hiçbir bilgi paylaşmadı. Bugün 6 yaşına gelen bu çocukların durumları kesin olarak bilinmiyor.
Bazı sızıntılara göre çocuklar devlet gözetiminde, tıbbi gözlem altında büyüyorlar ve gelişimleri yakından takip ediliyor. Ancak bu bilgiler doğrulanmış değil.
He Jiankui, daha sonra üçüncü bir bebeğin de genetiği değiştirilmiş olarak dünyaya geldiğini açıkladı. Bu bebek hakkında da herhangi bir resmi bilgi yok.
Bu uygulamanın ortaya çıkmasından sonra He Jiankui, Çin tarafından tutuklandı ve etik dışı tıbbi uygulama nedeniyle 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2022’de serbest bırakıldıktan sonra bilimsel çalışmalara geri dönmeye çalışsa da, küresel bilim camiası tarafından dışlandı ve itibarı ciddi şekilde zedelendi.
Olay, insanlık tarihinde genetik müdahaleye dair en somut kırılmalardan biri olarak görülüyor. CRISPR teknolojisi, gelecekte genetik hastalıkların ortadan kaldırılmasını mümkün kılabilirken, etik sınırların belirsizliği, “tasarım bebekler” ve biyolojik eşitsizlik tartışmalarını da alevlendirdi.