Akdeniz bölgesi, iklim değişikliğinin en önemli merkezlerinden biri haline geliyor. Rapora göre, bölgedeki ortalama sıcaklıklar 2050’de 2-3 derece, 2100’de ise 3-5 derece artacak. Her 2 derecelik sıcaklık artışı, bölgedeki suya erişimi yüzde 15’e kadar azaltacak.
Türkiye, çöl iklimine benzer bir iklimin görülme olasılığı nedeniyle bu kuraklıktan en çok etkilenecek ülkeler arasında yer alıyor. Ülkenin yüzde 88’i çölleşme riskiyle karşı karşıya. Raporda, 21. yüzyılın sonunda Türkiye’deki yağışların yüzde 30 oranında düşeceği belirtiliyor. Aynı zamanda sıcaklıklar da artacak; 2100 yılında ülkenin batı ve güneyindeki ortalama sıcaklıklar 4-5 derece daha yüksek olacak.
2019’da OECD’ye göre su sıkıntısı yaşayan ülkeler arasında yer alan Türkiye, 2030’da “su fakiri” ülke kategorisine girme riskiyle karşı karşıya. Bu durum, nüfusun ve tarım alanlarının yüzde 80’inin beş yıl içinde kuraklık riskiyle karşı karşıya kalması anlamına geliyor.
2022’deki aşırı kuraklığın ardından 2023’te de ciddi bir kuraklık yaşayan Türkiye’de, kuraklığın etkileri özellikle tarımda hala devam ediyor. Ülkedeki su kaynaklarının yüzde 75’i tarımda kullanılıyor. Bu nedenle, rapor, olası kuraklık göz önüne alınarak su kaynaklarının kullanımı ve yeni kaynaklara yönelik ciddi yatırımlar yapılmasını öneriyor.
2025 Ocak ayı, son 24 yılın en kurak Ocak ayıydı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi ortalama Ocak ayı yağışının sadece yüzde 6’sını alırken, diğer bölgeler de yüzde 30’unu alabildi. Raporda İspanya ve Fas da incelenen diğer ülkeler arasında yer alıyor.